Google

30 Mart 2008 Pazar

ATOPİK EGZAMA TEDAVİSİ


Almanya'nın Münster Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Thomas Luger, atopik egzama tedavisinde son yıllarda yeni bir dönem başladığını belirterek, geliştirilen kortizon içermeyen, topikal kalsinörin inhibitörlerin sistemik dolaşıma geçişinin minimal olduğunu söyledi.
Atopik egzama tedavisindeki gelişmelerle ilgili konferans vermek üzere Türkiye'de bulunan Luger, AA muhabirine yaptığı açıklamada, atopik ekzemanın derinin enflamasyonu ile oluşan kronik bir hastalık olduğunu söyledi.

Hastalığın, derinin kızarması ve kaşıntıyla başladığını ifade eden Luger, şiddetli durumlarda kabuklanma ve sızıntı görüldüğünü bildirdi. Luger, "Ancak vakalar çoğunlukla hafif ve orta şiddettedir." dedi.

Luger, hastalığın tedavi yöntemleriyle ilgili bir soru üzerine, hastaların her safhada nemlendirici kullanmalarının yararlı olduğunu belirterek, alevlenmelerin şiddetlenmesi halinde antienflamatuar ilaçlar alınmasının gerekli olduğunu bildirdi.

Hastalığın tedavisi için birkaç yıl öncesine kadar sadece topikal steroidlerin kullanıldığını anlatan Luger, ancak hastaların çoğunun, kortizon içeren bu ilaçların uzun dönemli kullanımında derinin incelmesi, atrofi ve taleanjektazi, yani damarların yüzeyde belirginleşmesi gibi yan etkilerden çekindiklerini kaydetti.

Tedavide Yeni Dönem
Hastalığın tedavisinde geliştirilen yöntemlerle ilgili bir başka soruya karşılık da Luger, atopik egzama tedavisinde son yıllarda yeni bir dönem başladığını bildirdi.

Luger, bu hastalığın tedavisi için 50 yıl boyunca kortizonlu steroidlerin kullanıldığını, ancak son yıllarda kortizon içermeyen topikal kalsinörin inhibitörlerin geliştirildiğini belirtti.

Luger, bunların en büyük avantajlarından birinin, topikal steroidler kullanıldığında görülen yan etkilerin ortaya çıkmaması olduğunu söyledi. Luger, "En önemli avantajı da steroidlere oranla sistemik dolaşıma geçişi minimaldir. Böylece sistemik etkiler görülmez" diye konuştu.

Topikal kalsinörin inhibitörlerinin, "pimekrolimus" ve "takrolimus" olduğunu kaydeden Luger, Türkiye'de sadece "pimekrolimus"un bulunduğunu belirtti.

Atopik egzamanın alevlenmelerle seyrettiğini anlatan Luger, tam bir iyileşme sağlanamayacağını, ancak, alevlenmelerin tekrarlamasının azaltılmasının önemli olduğunu söyledi.

Yakın zamana kadar atopik egzamanın kontrol altına alınamadığını ifade eden Luger, ancak gelişmelerin bu durumu ortadan kaldırdığını söyledi.

Luger, "Önceki tedavi yönteminde kullanılan kortikosteroidlerin yan etkilerinden dolayı uzun dönemde kullanılmaları mümkün değildi. Geliştirilen streoid içermeyen pimekrolimus etken maddeli kremler, semptomlar başladığında uygulanmalı ve kızarıklık tamamen geçinceye kadar devam edilmelidir" diye konuştu.

Luger, bununla ilgili klinik çalışmalarda, alevlenmelerin kontrolünün sağlanabildiğinin ve hastaların yaşam kalitesinin arttığının ortaya konduğunu bildirdi.

10 Mart 2008 Pazartesi

TELEFONUN İCADI

1876 yılında Alexander Graham Bell telefonu icat ettiğinde, insan iletişiminde yeni bir çığır açıldı. Bell'in buluşundan önce, bir mesajı en hızlı iletmenin yolu, Mors alfabesiyle telgraf hatlarından ulaştırmaktı. Ancak telgraf kullanımında, insan sesinin teller aracılığıyla aktarılmasına olanak yoktu. Kendi dönemine göre yeni bir yöntem sayılan telgraftan önce, acil mesajların atlı ulaklar, duman işaretleri, güvercinler ve gemiler kullanılarak iletilmesi gerekiyordu. 1870'li yıllarda pek çok insan, telgrafı geliştirmek için çaba harcıyordu. Ancak Bell, tek başına ipi göğüslemeyi başardı. Bell, tüm hayatını sağırların eğitimine adamıştı. Bir yandan da telgrafı geliştirmeye ve bu sayede para kazanmaya çalışıyordu. Deneyleri sırasında, bir odadan diğerine gerdiği telin yansıttığı ses titreşimlerini duydu. Bu zayıf sesi, diğer mucitler de duymuş olsalar bile, büyük farklılığı kavrayamadıkları hemen hemen kesindi. Bell, insan kulağının titreşimleri güçlendirmesi konusundaki derin bilgilerinin yardımı ve tel aracılığıyla insan sesinin aktarılmasının mümkün olduğunu kavradı. Böylece, telefon doğdu. On yıl içerisinde, önce Amerika'ya daha sonra da tüm dünyaya yayıldı

3 Mart 2008 Pazartesi

satranç(chess)terimlerinin ingilizce karşılıkları




1-Piyon : Pawn


2-At : Knight


3-Fil : Bishop


4-Kale: Rook


5-Vezir: Queen


6-Şah: King


7-Şah çekmek: Check


8-Şah mat: Check mate


9-Rok yapmak: Castling


9a- Şah kanadına rok yapmak: Kingside Castling


9b-Vezir kanadına rok yapmak: Queenside Castling


10-Çok önemli bir taş ya da oyunu kaybettirecek bir hamle yapmak: Blunder


11-Merkez kareleri(e4-e5-d4-d5): Center


12-Beraberlik: Draw


13-İmkansız hamle: Illegal Move


14- Eğer at tahta üzerinde bir tura başlar ve bu turu aynı noktada sonlandırırsa bu at turu olur:Knigt’s Ture


15-GM,IM,FM gibi ünvanlar almak için oyuncaların belli bir seviyede performans göstermeleri ve bu perfmansların karşılığında(Bu perfonsmanslar seviyelerinden yüksek olmalıdır) aldıklarına norm denir.Oyuncular unvan alabilmek için 3 norm doldurmalıdır. İngilizde de norm denir.


16-Piyon son sıraya geldiğinde vezir yerine başka bir taş alınması durumu: Underpromotion


17-Önemli olduğu halde piyonlar atrafından korunamayacak halde olan Türkçe’si zayıf kare olan kare: Weak Square


18-Hamle seçemeyeceğiniz sadece tek bir şansınızın olduğu durumlarda kullanılır.Tek bir hamle yapabiliyorsanız buna Zugzwang denir.